Uzm. Psk. Duru Fidan

Uzm. Psk. Duru Fidan

Çocuk ve Ergen Psikoloğu | Aile Danışmanı

ÇEAŞ Anadolu Lisesi'nden mezun olduktan sonra Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde Psikoloji lisans eğitimimi tamamladım. Ardından Üsküdar Üniversitesi'nde Aile Danışmanlığı yüksek lisansımı yaparak uzmanlığımı pekiştirdim.

Kariyerime özel bir psikiyatri hastanesinde başladım ve burada 3 yıl boyunca çocuk ve ergen hastaların bulunduğu yataklı servis biriminde görev aldım. Bu süreçte psikoterapi uygulamaları, grup terapileri, aile psikoeğitimleri, test uygulamaları ve sanat terapisi çalışmaları yürüttüm. Şu anda Yaprak Terapi bünyesinde hem yüz yüze hem de online olarak çocuk ve ergen danışanlarla çalışmalarımı sürdürüyorum.

Mesleki gelişimimi desteklemek adına birçok eğitim ve süpervizyon programına katıldım. Aldığım eğitimlerden bazıları:

  • Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Eğitimi Modül I-II (Prof. Dr. Mücahit Öztürk)
  • Çocuk ve Ergenlerde Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Eğitimi (Prof. Dr. Hakan Türkçapar, Doç. Dr. Vahdet Görmez)
  • Mindfulness Temelli Bilişsel Terapi (MBCT) Eğitimi (Prof. Dr. Zümra Atalay)
  • Çocuk Merkezli Oyun Terapisi Eğitimi (Dr. Mehmet Teber)
  • Çocuklarda Öfke Sorunları ve Terapisi Eğitimi (Dr. Mehmet Teber)

Bunun yanı sıra, çocukların duygu dünyalarını keşfetmelerine katkı sağlamak amacıyla sanat terapisi temelli atölyeler düzenlemekteyim.

Yaratıcı teknikleri terapi süreçlerine entegre ederek, çocukların kendilerini ifade etmelerini destekleyen çalışmalar yürütüyorum.

Bir çocuk psikoloğu neden yetişkin psikoloğundan farklıdır?

Çocukları ve gençleri "küçük yetişkinler" olarak değerlendirmek, onların dünyasını anlamanın önündeki en büyük engeldir. Onların beyinleri, duygusal yapıları ve sosyal becerileri sürekli bir değişim ve olgunlaşma süreci içindedir. Bu nedenle bir psikoloğun yapacağı her türlü değerlendirme ve müdahale, çocuğun yaşını, anlama kapasitesini ve duygusal dünyasını dikkate almalıdır.

Örneğin 11-14 yaşlarını kapsayan erken ergenlik, fırtınalı bir "bağımsızlık arayışı" dönemidir. Gençler bu evrede kendilerini bir yandan çok güçlü ve yeterli hissederken, diğer yandan en ufak bir eleştiride özgüvenleri sarsılabilir. Aileden uzaklaşıp arkadaş grubunun onayını ararlar, ebeveynlerinin "hayatlarına karıştığından" sıkça şikâyet ederler. Bu dönemdeki ruh hali dalgalanmaları, aslında beynin biyolojik gelişiminin bir yansımasıdır.

Şöyle düşünelim: Ergen beyninde, duygusal tepkilerden ve haz arayışından sorumlu "gaz pedalı", mantıklı düşünme, planlama ve kendini kontrol etmeden sorumlu "fren pedalından" çok daha hızlı gelişir. İşte bu biyolojik gerçek, gençlerin neden daha dürtüsel, risk almaya daha yatkın ve duygusal olarak daha çalkantılı olduklarını büyük ölçüde açıklar. Bu onların "kötü" veya "sorunlu" olduğu anlamına gelmez; sadece gelişimlerinin doğal bir parçasını deneyimledikleri anlamına gelir. Bir çocuk psikoloğu, bu gelişimsel süreci bilerek gence ve ailesine yaklaşır.

Çocuk psikoloğu, değerlendirme sürecinde hangi yöntemleri kullanır?

Çocuğunuzun dünyasını anlayabilmek için tek bir pencereden bakmak yeterli olmaz. Kapsamlı bir değerlendirme, adeta bir yapbozun parçalarını birleştirmek gibidir. Psikolog, çocuğun hayatına 360 derece bakabilmek için birden fazla kaynaktan ve yöntemden faydalanır. Bu süreçte kullanılan temel yöntemler şunlardır:

  • Ebeveynlerle ve bakım verenlerle görüşme
  • Öğretmenlerden ve okuldaki diğer yetkililerden bilgi alma
  • Çocuk veya gençle birebir, yaşa uygun görüşme yapma
  • Oyun ve davranış gözlemi (klinik ortamda veya okulda)
  • Bilimsel olarak geliştirilmiş standardize testler ve anketler

Bu yöntemlerin bir arada kullanılması çok önemlidir. Örneğin bir öğretmen okulda çocuğun dikkat sorunları yaşadığını belirtirken, ebeveyn evde böyle bir sorun gözlemlemeyebilir. Bu bir çelişki değil aksine değerli bir bilgidir. Belki de okulun yapısı ve kuralları, çocuğun altta yatan dikkat sorunlarının daha belirgin hale gelmesine neden oluyordur. Psikolog, tüm bu farklı bilgileri bir araya getirerek çocuğun ihtiyaçlarını ve zorluk yaşadığı alanları daha net bir şekilde görür.

Bir psikolog, hangi yaygın çocukluk ve ergenlik sorunlarına yardımcı olur?

Çocuklar ve gençler çeşitli psikolojik zorluklar yaşayabilirler. Unutulmaması gereken önemli bir nokta, bu zorlukların genellikle "gruplar halinde" ortaya çıkmasıdır. Yani bir alanda zorluk yaşayan bir çocuğun, başka bir alanda da destek ihtiyacı olması oldukça yaygındır. Bir psikolog, bu bütünsel tabloyu görerek en doğru desteği planlar. En sık karşılaşılan sorun alanlarından bazıları aşağıda belirtilmiştir.

Kaygı Bozuklukları

Kaygı, çocuklarda her zaman "korkuyorum" şeklinde ortaya çıkmaz. Bazen nedeni anlaşılamayan fiziksel şikayetler de kaygının bir işareti olabilir. Yaygın belirtileri şunlardır:

  • Sürekli ve aşırı endişe hali
  • Okula gitmek istememe veya ebeveynden ayrılamama
  • Tekrarlayan karın ağrıları veya baş ağrıları
  • Sosyal ortamlardan çekinme veya kaçınma
  • Uykuya dalmakta zorlanma
  • Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

DEHB, sadece "hiperaktif" olmak demek değildir. Bazen sadece dikkat sorunları ön planda olabilir ve bu çocuklar "hayalperest" veya "dalgın" olarak görülebilirler. Temel belirtiler arasında şunlar bulunur:

  • Görevlere veya oyunlara odaklanmakta güçlük
  • Sık sık eşyalarını kaybetme
  • Unutkanlık
  • Yerinde duramama, sürekli kıpırdanma
  • Sabırsızlık ve başkalarının sözünü kesme
  • Depresyon

Çocuk ve ergen depresyonu, yetişkinlerden farklı olarak sürekli bir üzüntüden çok, inatçı bir sinirlilik ve öfke hali ile kendini gösterebilir. Diğer önemli belirtiler şunları içerir:

  • Eskiden keyif alınan aktivitelere karşı ilgisizlik
  • Enerji düşüklüğü ve sürekli yorgunluk
  • İştah veya uyku düzeninde belirgin değişiklikler
  • Arkadaşlardan uzaklaşma ve içe kapanma
  • Değersizlik hissi
  • Davranış Sorunları

Bu durumlar çocuğun veya gencin sık sık kuralları ihlal etmesi ve otorite figürleriyle sürekli çatışma yaşamasıyla karakterizedir. Gözlemlenen davranışlar şunlar olabilir.

  • Sık ve şiddetli öfke nöbetleri
  • İsteklere ve kurallara kasten karşı gelme
  • Başkalarını kasıtlı olarak rahatsız etme
  • Hataları için sürekli başkalarını suçlama
  • Agresif davranışlar (vurma, itme, zorbalık)

Çocuk psikoloğu terapide hangi yaklaşımları benimser?

Doğru terapi yöntemi, çocuğun yaşına, sorununa ve kişilik yapısına göre özenle seçilir. Bir psikolog, alet çantasında birden fazla yaklaşım bulundurur ve bunları esnek bir şekilde kullanır.

Bilişsel-Davranışçı Terapi (BDT), düşüncelerimizin, duygularımızın ve davranışlarımızın birbiriyle nasıl bağlantılı olduğunu anlamaya odaklanan, oldukça yapılandırılmış ve etkili bir yöntemdir. Amaç çocuğun veya gencin kendisine zarar veren düşünce kalıplarını fark etmesine ve bunları daha sağlıklı olanlarla değiştirmesine yardımcı olmaktır. BDT'de kullanılan bazı temel teknikler vardır:

  • Düşünce, duygu ve davranış arasındaki "sihirli üçgeni" öğrenme
  • Otomatik gelen olumsuz ("kötümser") düşünceleri yakalama
  • Bu düşüncelerin ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulama
  • Korkulan durumlarla kontrollü bir şekilde yüzleşerek cesaret kazanma
  • Gevşeme ve nefes egzersizleri gibi sakinleşme becerileri geliştirme

Oyun Terapisi, özellikle küçük çocuklar için vazgeçilmez bir yöntemdir. Çünkü çocuklar için oyun, kelimelerin yerini tutan bir dildir.