Boşanma, evliliğin bitmesi sonucu eşlerden biri veya ikisi tarafından alınan karar sonucu olmaktadır. Günümüzde, istatistiklere bakıldığında boşanmaların artarak ilerlediği, görülmektedir. Ayrıca, boşanmanın birçok nedeninin olduğu söylenmektedir fakat en büyük nedeninin geçimsizlik olduğu belirtilmektedir. Bununla beraber göç ve kentleşme gibi olguların da boşanma oranlarını arttırdığı söylenmektedir. Boşanmanın nedenleri arasında psikolojik faktörler de önemli bir yer kaplamaktadır. Özellikle narsistik kişilik yapısına sahip insanların boşanmayla karşılaşması daha olasıdır olmaktadır. Narsistik kişilik yapısına sahip bireyler genelde, düşük empati becerisine sahip, fedakarlık yapmayan, sabır göstermeyen bireyler olmaktadır. Bu durumlar da boşanmanın artışını oldukça arttıran durumlardır.
Narsistik kişilik yapısının yanında kişilerin birbirini kaybetme korkusu sonucu ortaya çıkan kıskançlık olgusu da boşanmalar üstünde çok etkilidir. Boşanmalar en çok çocukları etkilemektedir. Tahmin edilemeyecek şekilde, çocuklar, sıkıntılı bir ailede yaşamayı boşanmış ebeveyne sahip olmaya tercih etmektedir. Boşanma sonucu çocukların az etkilenmesi adına, durum açıkça anlatılmalı, anlaşma sağlanmalıdır. Boşanma sürecinde ve sonrasında depresyon, kaygı bozuklukları, yeme bozuklukları gibi psikolojik bozukluklar ortaya çıkabilir. Boşanmalar sonrasında suçluluk “neyi farklı yapabilirdim?”, öfke “hepsi senin yüzünden oldu”, çaresizlik “ben şimdi hayatıma nasıl devam edebilirim?” gibi duygular ve düşünceler ortaya çıkabilir.